Birşey söylediğimizde duyulmak, dikkate ve kaale alınmak isteriz.
Belki fikirlerimiz belki işimiz veya ürünlerimizdir konuştuklarımız. Belki şikayetçi olduğumuz bir mesele vardır. Belki de sadece içimizi dökmek istiyoruzdur.
Ama ne olursa olsun, boş bir salonda konuşmak istemiyoruz. Ve kalabalık bir salonda duyulmamak…
Onlarca kitap ve eğitim, binlerce deneme, birçok başarısızlık ve birçok başarıyla çözdüm şifreyi. Önce duyulmak sonra anlaşılmaktı derdim. Ama orada da durmamaktı. Kalplerde ve zihinlerde de yankı bulmaktı.
İşte “İçerik Mühendisliği” serisinde bu tecrübelerimi duyacaksınız.
Önce bir bakalım.
İçerik Mühendisliği Nedir ve Neler Kazananacaksınız?
Bu seri tamda size göre mi şimdi bir karar verin.
Devamlı içerik üretmeyse tek amacınız, aslında “içerik üreticiliği” sizin aradığınız. İçerik Mühendisliği bundan farklıdır. Kağıttan değil, çelikten uçak yapmaktır. Üretimi de gelişigüzel değil, formüllere dayalı yapmaktır. İnsanların bizi dinlemesi için içeriklerimizi mühendis disipliniyle hazırlamaktır kısaca.
O zaman sesinizi duyurmak için söz sahibi olursunuz.
Mikrofonu hak etmenin bedeli budur. Ve sanıldığının aksine kolaydır da. Söylemek istediklerinizi ilgili kulaklara duyurmanız şununla mümkündür aslında:
Sesinizi Değil Sözünüzü Yükseltin
5 yıl önceki Melih’e döndüğümüzde, o şunları denemişti.
Sürekli içerik paylaşıyordu. Yeterince duyulmadığını gördüğünde bağırıyordu. Gürültü çıkarıyor ve dikkat çekmek pahasına her türlü garipliği deniyordu.
Sonuç mu?
Başkalarını rahatsız ederek dikkat çekmekten nefesim kesilmişti. Üstelik çaldığım dikkatler anlıktı. Kalıcı hiçbir faydaya dönüşmüyordu. Sövülen içeriklerimse sürekliydi. Ve kimliğime leke düşürecek kadar da kalıcı…
Ama sözümü yükselttiğimde işler değişti.
Duyulan ve Kulaktan Kulağa Yayılan İçeriklerin Yapıtaşıdır: Merak
Yaptığım işi ve sattığım ürünleri duyurmak için nasıl dikkat çekebilirim diyerek daldım derinlere.
Çünkü bağırmak gibi zoraki yollarla dikkat çeksem bile uçucuydu.
En sihirli dikkat çekme hilelerini kullandım. Muhteşem başarılı insanlardan öğrendim bunları. Ama bunlar, videonuzun ilk 10 saniyesi, metinlerinizin ilk 5 cümlesi kadar tutabiliyor insanları.
Sözünüzün bitmesini beklemeleri içinse MERAK gerekiyor.
Kendinize bir sorun. Ulu orta bağırılan mı yoksa kulaklara fısıldanan şeyler mi gizemlidir? Şimdi kimsenin duymadığı sırlara nasıl da ilgili olduğumuzu anlamışsınızdır.
İçerik Mühendisliği merak uyandırma formüllerini de açığa çıkartır.
Harika Görünüyor! Bundan Sonra Ne Var?
Şimdi güçlü bir başlangıç yaptığımıza göre bunları derhal uygulamak için sabırsızlanıyorsunuz demektir.
Henüz birşey görmediniz bile diyebilirim.
Fısıldayarak konuşmanın nasıl olup da bağırmaktan daha etkili olduğu meselesi… Bunun gibi şeyleri içeriklerinize nasıl uygulayabileceğiniz ve sözünüzü göğe yükselteceğiniz… En büyük hatanın “sağır kulaklara konuşmak” olduğunu ve bu hatadan nasıl sakınabileceğiniz…
Hepsine geleceğiz!
Bu konu altından devamlı olarak seriyi besleyeceğim.
Tüm bunları hızlı ve kolayca uyguladığınızdaysa “iyi ki bu seriyi takip etmişim” diyeceksiniz. Yada tüm bunları göz ardı edip herşeye olduğu haliyle ve kaldığı yerden de devam edebilirsiniz.
Herkes içerik mühendisi olmalı diye bir kaide yok sonuçta (:
Neyse dostlar, sormak istedikleriniz veya MERAK ettikleriniz varsa yorumlayabilirsiniz.